NASA’nın Mars Bilim Laboratuvarı: Curiosity Keşif Aracı

Curiosity, NASA tarafından Mars’ın keşfi için gönderilmiş tüm robotların en büyüğü ve son teknoloji ile üretilmiş tekerlekli bir bilim laboratuvarıdır. 26 Kasım 2011’de Atlas V roketi ile birlikte Capa Canaveral’daki Hava Kuvvetleri Üssü’nden 15:02’de fırlatılan MSL (Mars Bilim Laboratuvarı) Dünya atmosferini terkettikten sonra saatte 36210 km hızla Mars’a doğru yol almaya başladı. 6 Ağustos 2012 tarihinde Mars’a ulaşan MSL 8 ay 10 gün süren yolculuğu boyunca 563 milyon km yol katettti ve MSL’ye özel tasarlanan Sky Crane sistemi ile başarılı bir iniş gerçekleştirdi. 

Curiosity’nin büyüklüğünü küçük bir otomobil boyutunda düşünebiliriz. Yüzey analizleri yapabilmek; taş, toprak resimleri çekebilmek ve bilimsel deneyler yapabilmek için yaklaşık 2 metrelik bir robotik kola sahiptir. 2,7 metre genişliğinde ve 2,1 metre yüksekliğinde, 900 kg ağırlığında ve 50,8 cm çapında tekerleklere sahiptir.  Yüksekliği ise 65 cm’ye kadar olan engelleri aşabilecek ve her gün 200 metreye kadar seyahat edebilecek şekilde tasarlanmıştır. Çalışmak ve analiz yapabilmek için gerekli duyduğu enerjiyi, plütonyum-238’in doğal bozunumundan elektrik üreten radyoizotop termoelektrik üretecinden sağlamaktadır.

Curiosy’nin Mars’a keşif için gönderilme amaçları; 

  1. Mars’ta suyun rolünü incelemek
  2. İnilen bölgenin olası bir insanlı görev için yaşanabilirliğini test etmek
  3. Mars’ın iklimini araştırmak
  4. Mars’ın jeolojisini araştırmak 

Curiosity’nin Mars’a gönderilme amacının en büyüğü, insanlık için yaşanılabilecek yeni yerlerin keşfi, yaşama dair izler ve Mars’ta hayatın olup olmadığıydı. Nitekim Curiosity aracı, Mars’ta bulunduğu süre boyunca dünyaya çok önemli bilgiler gönderdi. 

Özellikle insanlar için yaşam kaynağı olan suyun bilim adamları tarafından Mars’ta da bulunduğu düşünülmesi sebebiyle keşifler bu yönde yoğunlaştırıldı. Gale krateri olarak adlandırılan 154 kilometre çapındaki bölgenin çevresi dağlarla kaplı olduğu için geçmişte bu bölgede yükseklerden süzülerek gelen suların oluşturduğu bir akarsuyun bulunabileceği düşünülüyordu. Curiosity’nin gönderdiği görüntüler sayesinde de bilim adamlarının teorisi doğrulandı. Curiosity’nin keşifleri sayesinde bölgede bulunan irili ufaklı çakıl taşlarının, şiddetli rüzgârların aşındırması ile değil, suların aşındırması ile oluştuğu tahmin ediliyor. Akarsuyun akış hızının saniyede bir metre olduğu, derinliğinin ise bir metreye kadar çıktığı düşünülüyor. 

Curiosty’nin Çektiği Suyun Varlığını Doğrulayan Görsel

Suyun varlığının doğrulanması bu bölgede daha önceden canlı yaşamının olduğu fikrini doğuruyor. Fakat suyun varlığının kesinliği tam olarak bilinmediği için gezegenin yüzeyinde daha detaylı araştırmalar yoğunlaştı. Bunun üzerine toprakta canlı yaşamının elverişliliği araştırılmaya başlandı. 

Curiosity’nin kayaları ve taşları delerek yaptığı analizlerde karbon, azot, oksijen, hidrojen gibi canlıların yapı taşlarını oluşturan elementlere rastlanması, Mars’ta canlı yaşamının oluşmasının mümkün olduğunu gösterdi. Fakat topraktan sonra havanın da lazerlerle yapılan analizi sonucunda elde edilen verilerde, atmosferdeki metan gazı miktarının canlı yaşamı için çok düşük olduğu belirlendi. Bu sebeple her ne kadar canlı yaşamı için gerekli olan suyun bir zamanlar var olması ve toprağın elverişli olmasına rağmen havadaki gazaların elverişsiz olması sebebiyle, geçmişte ve gelecekte Mars’ta canlı yaşamının olup olmadığı halen kesinleştirilemiyor. 

Curiosity keşif aracı, Mars’ta bulunduğu süre boyunca gerek yaptığı analizlerle gerekse çektiği fotoğraflarla çok önemli veriler elde ederek Mars gezegeni hakkındaki araştırmalara yeni bir boyut kazandırdı.

E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.

Giriş Yap