Chemtrails Komplo Teorisi
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
Uçakların gökyüzüne bıraktıkları beyaz şeyler de ne ?
Evet onlar Chemtrails. Baktığımızda bizi büyülen bu görüntüyle ilgili öylesine çok komplo teorisi varki. Önce Haarp projesine bir değinelim. Kaynaklar, HAARP tabanında büyük çaplı elektromanyetik süper silahlar programı için gökyüzünün elektrik akımını ileten maddeler bırakıldığını iddia ediyor. Komploya inananlar, chemtrail’lerin zehirli olduğunu da söylüyor, Komplo teorisine göre, arıların toplu ölümlerine de yol açan şey, uçaklardan bırakılan bu zehirlerdir zehirleri salanların planları dünya nüfusunu 500 milyona çekmekmiş. Bence daha yazının başından anlaşıldı her şey . Dünyaya salınan bir şeyin ucunun sözde bu projeyi yapanlara değinmemesi imkansız. Neyse yazıya dönelim.
Haarp projesi yani orijinal adı ile High Frequency Active Auroral Research sırlarla dolu bir proje. Kendisi kıyamet komplo teorilerinin başında yer alıyor. Türkçe manası Yüksek Frekans Aktif Auroral Araştırma Programı olan H.A.A.R.P adından da anlaşılacağı gibi yüksek frekansla ilgili bir program. Türkiye’de yaşanan 17 Ağustos depremi bu projenin ürünü olduğu iddia edilmektedir. Bu proje senelerdir, Alaska’da Gakona askeri üssü yakınlarında, ABD Hava ve Deniz Kuvvetlerince gerçekleştiriliyor ve kimsenin girmediği özel bir alanda tesis kurulmuştur. Chemtrails’in de bu projenin bir parçası olduğunu ortaya atanlar var.
Peki nedir bu Chemtrails?
CHEMTRAİLS: Kimyasal iz adı verilen gökyüzünde uçakların bıraktığı zehirler. Ya da şöyle de ifade edebiliriz ; Gökyüzünde askeri ve sivil uçaklar tarafından beyaz/gri görünümünde spreyleme’ye Chemtrail denir. Jet motorlu uçakların arkasında bıraktığı, bazen uzun süre gökyüzünde kalan bu izlere İngilizce’de ‘condensation trail’ (yani ‘yoğunlaşma izi’) ya da kısaca contrail deniyor. Uçaklar, ince, soğuk havada yükselirken büyüleyici kontra unsurlarını yaratıyorlar biliyoruz ki. Su buharı, uçağın egzozundan gelen kurum etrafında hızla yoğunlaşır ve donarak, dakikalar veya saatler sürebilen sirrus bulutları oluşturur. Bu yüksekten uçan bulutlar, fazla güneş ışığını yansıtamayacak kadar ince bir haldedir , ancak içlerindeki buz kristalleri ısıyı yakalayabilir. Net bir soğutma etkisine sahip düşük seviyeli bulutların aksine, bu kirişli bulutlar iklimi ısıtır (ki iklim değiştirmek için diye komplo teorisi üretenler de buradan türetmiş gibi görünüyor teorilerini).
Yolcu uçaklarının ya da savaş jetlerinin uçtuğu 8 bin metre ve üzeri irtifalarda hava basıncı ve sıcaklığı çok düşüktür. Eğer uçağın uçtuğu yükseklikte hava az nemli ise bu izler bir kaç dakika sonra kaybolur. Eğer havadaki nem fazla ise, bu izler saatlerce havada kalabilen bir bulut haline dönüşebilir. Kontrailler ve doğrudan insan faaliyetlerinden kaynaklanan diğer bulutlar topluca homojenit olarak adlandırılır.
Teorinin başlangıcı 1996’ya kadar dayanıyor. 1996’da chemtrail komplo teorisi, Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri’ne uçaklardan “A.B.D. nüfusunun üzerine ne olduğu bilinmeyen maddeler püskürtmesi” ve böylece “garip yoğunlaşma izi desenleri meydana getirmesi” ile suçlanmasıyla yayılmaya başladı. 1999 yılında ise William Thomas adlı bir gazeteci, uçaklardan atmosfere sıkılacak bazı gazlarla güneş ışınlarının yansıtılarak küresel ısınmanın engellenebileceği şeklinde bir iddia ortaya attı. Bunu duyan aşırı duyarlı (sadece kafayı takacak birşey arıyorlardı gibi görünüyor) bazı Amerikalılar, uçaktan atmosfere gaz sıkma fikri ile, havada giden uçakların arkalarında gördükleri izleri beyinlerinde birleştirerek chemtrails komplo teorisini yarattılar.
Chemtrails teorisine inananlar, normal jet duman izlerinin nispeten çabuk yok olduğunu, bu şekilde yok olmayan izlerinse ilave maddeleri içerdiğini iddia ediyorlar . Bu da bilim kurulu tarafından reddedilen bir teori . Dünya’nın her tarafındaki bilim insanları ve hükûmet yetkilileri, sözde kimyevî izlerin aslında normal duman izleri olduğunu defalarca teyit etmişlerdir. Ama dünyamızın insanları kendi bildiklerine ve kafalarında kurdukları dünyada yaşamaya çok hevesli oldukları için yeni teoriler üretmeye devam etti. Duman izlerinin büyük yüksekliklerde (8–16 kilometre) meydana geldiğini söylemiştik. Bu yüksekliklerde hangi kimyevî madde olursa olsun püskürtülürse bir zarar vermeden dağılıp yüzlerce kilometre uzağa düşer veya yere inmeden bozunur iddiasına karşın; içerdiği nano partiküller Doğa’ya ve canlılara büyük zararlar verdiği iddia edilmektedir.
Şöyle bir şey söyleyelim hatta. 2011’de A.B.D., Birleşik Krallık ve Kanada’da yapılan bir çalışmaya göre Chemtrails sorulanların %2,6’sı tamamen, %14’ü kısmen komplo teorisine inanmaktadır.
Chemtrails ile ilgili başlıca teori ve sorular şöyle :
Uçaklar dünyaya zehir mi püskürtüyor, bu bir iklim değiştirme projesi, uçakların gökyüzüne yaydığı şey insanları kısırlaştırıyor, toplu ölümler mi planlanıyor, uçakların spreyleme yapma amacı ne, Chemtrail Siyonizm’in yenidünya düzeni kurmak maksatlı kullandığı bir kimyasal silah olabilir mi?.. vs. vs. birçok teori sıralayabiliriz buraya.
Siyonizm; tek dünya krallığı kurma hayalidir ve bunla alakalı yüz yıllık planlar yapıp ve bu doğrultuda her şeyi kullanmayı mubah görüyor. Ama üzgünüm uçaklardan çıkan Chemtrails ile hiçbir alakası yok kendisinin.
Bir diğer teori olan insanları kısırlaştırıyor kısmına gelirsek eğer, püskürtülen kimyasalın içeriğinde Alüminyum, Stronsiyum, Baryum ve Kükürt Dioksit karışımıdır, insanların kısırlaşması ve daha kolay hastalıklara yakalanması ve daha çok ilaç tüketmesi için yapılır. (Sanırım bu teori de zaten buradan türemiş ) Tarımsal alanların normal tohumlar ile ekilmesini önlemek ve GDO’lu tohumların ekilmesini yaygınlaştırmak için yapılır. Bunun nedeni de “Alüminyum ve Kükürt Dioksit ile temas eden toprak, normal tohum ile ürün vermemesi ve kuraklık oluşmasıdır . Okuyunca bu teorinin de kendi kendini çürüttüğünü görüyoruz .
Yani arkadaşlar o püskürtülen şeyler şu buharindan ya da uçakların maksimum iniş – kalkış ağırlığı dengesini koruyabilmek için yaptığı yakıt boşaltımından başka bir şey değil.
YORUMLARA GİT (0)
