RAT (Ram Air Turbine) Nedir?

Birçoğumuz uçaktaki birçok sistemin çalışma prensibini anlamadığı için veya birçok sistemden habersiz olduğu için uçaklara güvenmeyiz. Her ne kadar uçaklara güvenmesek de en az kaza yaşanan taşıttır. Ve uçak üreticileri bu kazaların yaşanmaması açısından her türlü önlemi almaya çalışıyor. Bunlardan biri de Ram Air Turbine sistemidir. Türkçe ifade edecek olursak hava türbini şeklinde ifade edebilir.

Bu sistem ile ilk uçuş 1960’larda İngiltere tarafından üretilen Viskers VC10tipi yolcu uçağı ile yapıldı. RAT, sistemi acil durumlarda devreye giren ve uçağa temel enerji sağlayan pervanedir. Daha detaylı açıklayacak olursak uçuş esnasından olağan dışı durumlardan dolayı her iki motor da durduğunda uçaktaki bütün sistemlerin enerjisi kesilmiş olur. Aslında uçak motorları olmadan o âna kadar ki ulaştığı hızı ile süzülerek yol kat edebilir. Yani yaklaşık olarak her kaybettiği 1.000 feet için 20.000 feet mesafe yol kat eder. Bu duruma süzülme oranı denir ve modern uçaklarda 1:20’dir. Uçağın bu durumu 30.000 feet civarlarında yaşadığını var sayarsak 183 km yol kat edebilir. Ve bu kat ettiği mesafe üzerinde bir hava limanı olduğunu varsayalım. Buraya iniş yapabilir. Ama hepimiz bildiği gibi önce kuleden izin almalı ya da acil iniş yapması gerektiğini kuleye bildirmeli. Fakat uçağa enerji sağlayan herhangi bir güç kaynağı olmadığı için pilot kuleyle radyo iletişimini kuramayacaktır. Ayrıca uçuş kumanda yüzeyleri ve iniş takımları gibi yüksek enerji gerektiren sistemlerde devre dışı kalır. İşte bu durumda RAT acil durum sistemi devreye girer. Bu sistem ya kendiliğinden ya da pilot tarafından devreye sokulur.

Bu sistem kanat veya gövde altında bulunur. Sistem devreye sokulduğunda bataryalardan RAT yay sistemine elektrik sinyali göndererek pervanenin açılmasını sağlar. Bazen bu sistem kendiliğinden devreye girer. Ancak kendiliğinden devreye girebilmesi için uçağın tüm elektrik ve hidrolik gücünü kaybetmesi lazım. Pervane uygun konuma geldikten sonra çarpan hava ile dönmeye başlar. Bu hareket ile ilk önce bağlı olduğu hidrolik sistem basınçlanır ve bu enerji ile acil durum elektrik jeneratörü güç üretmeye başlar. Bu sırada uçak enerjiyi bataryalardan sağlar. Boeing 777 gibi uçaklarda ise jeneratör direkt RAT sisteminin üstünde bulunur ve hidrolik sistemin basınçlanmasını beklemeye gerek kalmaz.
RAT pervane bıçaklarının kısa sürede yüksek hızlara çıkabilmesi için yüksek bir açıda konumlanır. Pervanenin aşırı hızlanmaması için belirli bir hızdan sonra pervane bıçakları düşük bir açıya ayarlanır. Bu dahili mekanizma (governor) sayesinde pervane uygun bir hızda döner. Günümüzde pervane çapı 80 cm’dir. En büyük pervane ise 163 cm çapı ile Airbus A380’de bulunur.

Her ne kadar uçaklarda çift motor jeneratörü olsa da bunların birinin devre dışı kalması durumu için yedek jeneratör, APU ve batarya bulunur. Peki bunca şeyden sonra RAT sistemine gerek var mı? Her ne kadar böyle düşünsek de RAT sistemi ile şuana kadar 16 kayıtlı kazada 1700 insan kurtulmuştur.
Bu sistem günümüzde sadece acil durumlar için kullanılmıyor. Aynı sistem zirai ilaçlama yapan uçaklar için modifiye edilmiş ve ilaçların püskürtülmesi için gerekli gücü sağlar.


HUDSON MUCİZESİ

RAT sistemi ile ilgili bilinen en meşhur olay Hudson olayıdır. Olay 15 Ocak 2009’da US Airways’in 1549 seferinde meydana geldi. Airbus A320 tip uçağın New York LaGuardia Havalimanı’ndan kalkışından kısa bir süre sonra kuş sürüsü içine girerek iki motorunun da devre dışı kalmasına sebep olur. Uçak bataryalara ve APU’ya sahiptir. Ancak bataryalar sadece 20 dakika boyunca minimum düzeyde güç sağlar. Bu yüzden pilotlar RAT sistemini devreye sokarak uçağı New York’ta bulunan Hudson Nehri’ne başarılı bir şekilde indirdi.


E-bültene Abone Ol Merak etmeyin. Spam yapmayacağız.

Yazar

Havacılığa gönül vermiş kişiler olarak sizler için yazılar paylaşıyoruz.

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hızlı yorum için giriş yapın.

Giriş Yap